








Arkadaşlarım henüz Türkiye topraklarına "hele şükür" ayak basabilmiş olmanın şokunu üzerlerinden atamamışken -ki yıllardır Türkiye'ye gelmek istiyorlardı- İstiklal Caddesi'nin muazzam kalabalığını görünce bir kez daha şok oldular. Biri "bu görülmemiş bir insan seli" derken (parantez içinde belirtmek isterim ki arkadaşlarım Amerika'nın ücra ve tenha bir kasabasından değil New York'dan geliyorlar) diğeri de "Burası İstanbul'un Brodway'i herhalde" diyordu. Ben de gülüyordum bu şaşkın hallerini izlerken.
Onların bu şaşkın hallerini daha da artırabilmek için önceden hazırladığım planları uygulamaya koyuldum. Onları bu kalabalık cumartesi gecesi çalgılı çengili bir yere götürmeyi istiyordum, bu yüzden de tabiki Çiçek Pasajını seçtim. O kapıdan içeri girerken henüz geceye yeni başladığımızın farkında değillerdi :)

Deneyimli garsonumuza yemekten önce çok doymak istemediğimizi ama güzel mezelerden de denemek istediğimizi söyledim. Şimdiye kadar yediğim en güzel beyaz peynirlerden biri, karides, midye dolmasi ve patlıcan ezme ile çok güzel bir açılış yaptık

Siz siz olun yurt dışında bir yerelere gitmek istiyorsanız yanınızda o bölgenin yeme içme kültüründen haberi olan, nerede ne yenir bilen birileri olmasına özen gösterin. Bu her zaman mümkün olmaz tabiki ama hiç olmazsa daha önce oralara gitmiş birilerinden öneriler alabilirsiniz. Çünkü hayatın anlamı "yemektir", tabiki gezilerin anlamı da güzel ve değişik tatlar denemek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder