26 Nisan 2010 Pazartesi

Belvü'de Denize Nazır Pazar Kahvaltısı

Facebook Twitthis Furl Pazar günü havanın da güzel olmasını fırsat bilip açık havada, şöyle denize nazır bir pazar kahvaltısı yaptık. Belvü, mekan olarak güzel bir tercihmiş, Kaan'ı buradan tebrik ediyoruz. Oturup açık havada kahvaltı etmek, hele bir de grup eğlenceli olunca sohbet - muhabbet süper oluyor Belvü'de. Sıra kahvaltıya gelince. Açık büfe kahvaltının ne kadar gereksiz birşey olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyorum :) Her insanın bir yeme kapasitesi var ve bunu aşmamak lazım, ama ne yazık ki gözümüzün açlığının bir sınırı yok.

Açık büfe gerçekten oldukça zengindi. 8 - 9 peynir çeşidi vardı ki benim için kahvaltının ana maddesi peynirdir. Burada da peynir ve zeytinden başka birşey yemedim diyebilirim (tatlı haricinde) Peynir çeşitlerinin hepsinin tadına baktım ve otlu peynir haricinde hiç birini başarılı bulmadım. O da biraz fazla tuzluydu ama yine de lezzetliydi. Zeytinleri beğendim.

Salam, sosis bu tarz şeylerle aram olmadığı için tabağıma almadım ama Burak'ın tabağından bir tane sosis aşırdım. Lezzeti hakkında ne yorum yapabilim ki , sosis işte. Bunun dışında haşlanmış yumurta, menemen (Jale'nin deyimiyle domatesmen - domates olayını biraz fazla abartmışlardı), börek, çörek, kek vs çeşitleri de vardı. Ben patatesli böreğin tadına baktım, gayet başarılıydı. Neyse tuzlu faslını bu şekilde geçtik.
Sıra tatlı faslına gelince işte işin en can alıcı kısmı orası. 20 gündür rejim şeklinde takılan ben gayet heyecanlıydım bu bölümde. Sonunda kendime bir sütlü tatlı aldım, ama üzerine de biraz nutella koyarak :) Ama gerçekten kendimi tebrik ediyorum, çok güzel bir seçimdi.
Kaan'ın tahin-pekmez soslu kabak tatlısının da tadına bakmak istemedim değil ama kendimi tuttum. Gülhancım bana küçücük bir parça kaymaklı ayva tatlısından verdi, gerçekten çok güzeldi tadı damağımda kaldı.


Ama en göz alıcı tatlı tabağı da Jale'nin tabağıydı. Tabi hepsini kendi yemedi, eşiyle paylaştılar :)
Sonuç olarak peynir çeşitleri açısından başarısız, diğer kahvaltılık malzemeler olarak ortalama, tatlılar açısından başarılı, sohbet - muhabbet açısından çok keyifli bir kahvaltı oldu bizim için.

Devamını Oku!

24 Nisan 2010 Cumartesi

Manhattan Manzarası Eşliğinde Muhteşem Tatlar

Facebook Twitthis Furl Yer New Jersey...

Türkiye'ye dönmeme bir iki gün vardı. Annemin yemeklerini de özlemiştim tabi ama burada da bin bir mutfağın tadına bakma imkanı bulmuştum. Gerçi o zamanlar bu blog projesi gündemde olmadığı için hiç birini resimleyemedim, çoğu restoranın ismini bile hatırlamıyorum ama japon, çin, kore, meksika, küba, şili, kolombiya, rus ve deee TÜRK mutfaklarının en güzellerini yeme imkanı buldum burada. Evet yanlış duymadınız, Türkiye'de tadamayacağınız kadar güzel kebaplar burada, New York'un tam göbeğinde :) Neyse konuyu dağıtmayayım.

Türkiye'ye dönmeme bir iki gün vardı. Abim 4 ayın ardından benden kurtuluyor olmanın verdiği dayanılmaz hafiflikle "Hadi bunu kutlayalım" dedi ve atladık arabaya :) Ben, Amerika'ya ilk geldiğim sefer gittiğimiz muhteşem sushiciye gidiyoruz diye düşünürken, nefis, şık bir restoranın kapısında arabadan iniyoruz, park bile etmiyoruz (vale var çünkü) Eyvah, üzerimde doğru düzgün bir kıyafet bile yok diye telaşlanırken bakıyorum abimlerde benim gibiler ve rahatlıyorum. İçeri bir giriyoruz, aman allahımmm manzara muhteşem, içerisi harika, gözlerim kamaşıyor. (İyiki gece değil de gündüz gelmişiz diyorum çünkü bu manzara gündüz gözüyle daha güzel )

Neredeyim Ben?

Chart House Restaurant ' dayım. Garsonumuz geliyor ve Christa'nin favorisi olan Pinot Grigio şarabımızı söylüyoruz, yemeklerimiz gelmeden güzel şarabımızı yudumlamaya başlamıştık bile. Yemek seçiminde her zaman olduğu gibi zorlanıyorum ve sonunda kararımı veriyorum. Somon. Kararsız kaldığım zamanlardaki kurtarıcım, hiç hayal kırıklığına uğratmaz. Evet yemekleri iyiydi hoştu ama sıra tatlılara gelince iyice kafam karışıyor. Tatlı önemli çünkü... Yaşam sebebim :) Benim zorlandığımı görünce abimler bana yardım ediyorlar ve hepimiz farklı bir tatlı söylüyoruz. (Ben tabi hepsinin de tadına bakıyorum.) Abim çikolatalı tatlılardan çok hoşlanmadığı daha çok meyveli tatlılar sevdiği için apple strudel söylüyor. Chista da benim gibi tatlısever bir insan olduğundan çikolata soslu brownie tercih ediyor ve bendeee frozen caramel cream pie ısmarlıyorum. Hayatımın en yerinde kararıydı :) Pastalarımız gelince, gözlerinde $ işaretleri olan çizgi film karakterleri gibiyim. Tabi benim bir gözümde çikolata diğerinde karamel işareti vardı - nasıl oluyorsa :) Benim kendimden geçtiğimi gören Christa ve abim epey dalga geçtiler benle, hatta o şekilde pek çok fotoğrafımı bile çektiler. Ama benim pek umurumda değildi, sadece tatlılarıMMMla ilgileniyordum. Hepsi birbirinden güzeldi gerçekten, anlatmak için kelimler yetmez. Abimin apple strudeli tam kıvamında ne çok şekerli ne tatsız tuzsuz, elmasının şekerini iyi ayarlamışlar, sıcacık strudelin üzerinde boğazınızda kayan mükemmel bir vanilyalı dondurma ve karamel sosu. Christa'nın brownisinin içinden dumanlar çıkıyordu, çatalla içini açtığınızda akışkan çikolatayı görebiliyordunuz ve üzerinde yine güzel mi güzel vanilyalı dondurma... Benim karamelime gelince... O sıcak günde süper bir veda tatlısı oldu benim için. Krema ve karamel uyumu harika, nefaseti anlatılmayacak bir parfe.

Bir daha ki ziyaretimde abimin profesyonel fotoğraf makinesini yanımdan ayırmayacağım :) Yediğim güzel yemeklerin bir bir fotoğrafını çekmem gerekiyor, çünkü bu karanlık fotolarda muhteşemliklerini açıkça ifade edemiyorlar doğrusunu söylemek gerekirse.


Devamını Oku!

21 Nisan 2010 Çarşamba

Çiko baby

Facebook Twitthis Furl

Malzemeler
2 paket cici bebe bisküvisi
200 gr katı yağ
3 paket kare sütlü çikolata
1 paket krema

Hazırlanışı
bisküvileri robotta geçirip un hale getiriyoruz.
Oda sıcaklığında erimiş yağ ile yoğurup hamur hale getiriyoruz.
kremamızı hazırlayıp benmari usulu olarak sıcak suyun üzerinde erittiğimiz
çikolataları ekleyip bir kaşık yardımıyla karıştırıyoruz.
hazırladığımız hamuru borcama sıkıca bastırıyoruz. üzerinede kremalı çikolata sosumuzu döküyoruz ve soğuması için dolaba koyuyoruz. Üzerini istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.

Afiyet Olsun
Devamını Oku!

19 Nisan 2010 Pazartesi

Gül Sulu Kesme Muhallebi

Facebook Twitthis Furl
Yapımı kolay ve enfes lezzetli, bir o kadar da hafif bir tatlı... Vazgeçilmezlerimdendir kendisi.


Malzemeler
1 Kg süt
90 gr buğday nişastası
2 yemek kaşığı şeker
bir tutam tuz
bir paket vanilya

Üzeri için
Pudra şekeri
Gül suyu


Yapılışı
Sütü, şekeri ve tuzu bir tencereye koyarak kaynatın. Başka bir tarafta nişastayı biraz su ile açın. Bir çırpma teli ile sütü çırparken, su ile açtığınız nişastayı incecik ip gibi kaynayan süte ekleyin. Hızlıca çırpmaya özen gösterin yoksa topak topak olur. Kıvama gelince vanilyayı ekleyin ve iyice çırpın. Orta kalınlıkta cam bir kalıba muhallebiyi dökün. Sıcaklığı gittikten sonra bızdolabına koyun ve en az 3 saat buzdolabında bekletin. Daha sonra kare kare parçalara ayırıp tabaklara paylaştırın. Her tabaktaki muhallebiye üzerini kaplayacak kadar pudra şekeri ve onun da üzerine gül suyu serpin.

Afiyet olsun :)
Devamını Oku!

16 Nisan 2010 Cuma

Ayva Tatlısı

Facebook Twitthis Furl

Malzemeler
4 adet Ayva
2 karanfil
Yarım çay kaşığı tarçın
1 su bardak toz şeker
1 adet elma
1 - 2 damla limon
ve sıcak su

Üzeri İçin;
yarım su bardağı fındık
Kaymak


Hazırlanışı
Ayvaları yıkayıp soyduktan sonra 2 ye bölüyoruz. İçlerini çıkartıyoruz ama çekirdeklerini atmıyoruz tepsiye koyabilirsiniz tatlımıza iyi bir renk sağlamasına yarayacaktır. 1 adet elmamızı küp küp doğrayıp tepsimize yerleştiriyoruz. Toz şekeri teflon bir tavada eritip karamel hale getiriyoruz. Fırın tepsisinin içinde avyaların üzerine döküyoruz. Tepsinin içine karanfilleri, tarçını atıyoruz ve limonu sıkıyoruz. son olarak sıcak suyumuzu ayvalarımızın üzerini %75 kaplayacak kadar dolduruyoruz (2 parmak boşluk kalacak şekilde). Fırında 15 dakikada bir kontrol ederek yaklaşık 1 saatte pişirebilirsiniz. Ayvaların üzeri daha önce kızaracağından son 15 dakika fırınınızın üzereni kapatabilirsiniz. Koyduğumuz su jöle kıvamında olduğunda fırından çıkarabilirsiniz. Soğuduktan sonra fındık ve kaymakla servis yapabilirsiniz.
Afiyet Olsun.
Devamını Oku!

11 Nisan 2010 Pazar

Kıymalı Pide

Facebook Twitthis Furl
Annemden Kıymalı Pide

Malzemeler
3 br. un
Yarım paket margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı su
1 yumurta
Kibrit kutusu büyüklüğünde yaş maya
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker

İç malzemesi
300 gr kıyma
1 orta boy soğan
3 tane yeşil biber
2 domates
Kırmızı biber, tuz, karabiber
Yarım çay bardağı sıvı yağ

İç malzemenin hazırlanışı
Sıvı yağı tavaya koyarak tüm malzemeleri iyice pişene kadar kavurun ve kenarda soğumaya bırakın.

Hamurun hazırlanışı
Mayanın üzerine sütü dökün ve çatalla ezin. Unun ortasına sütte erimiş mayayı ve diğer bütün malzemeyi dökün, iyice yoğurun.
Yoğurduğunuz hamurun üzerien bir bez kapatarak oda sıcaklığında yarım saat bekletin. Hamur kabardıktan sonra ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elinizle açarak ortasına harcını koy. Hamuru iki yandan kapatıp ters çevirerek tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı ve isteğe göre susam ya da çörek otu koyabilirsiniz.200 derecede 30-45 dk arası pişirin.


Devamını Oku!

Cevizli Kızılcıklı Sable Kurabiye

Facebook Twitthis Furl Annemden değişik bir Sable Kurabiye Malzemeler
200 gr margarin
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1.5 su bardağı şeker
Aldığı kadar un
1 bardak ceviz
1 bardak kuru kızılcık

Tarife geçmeden önce yaban mersini sorunsalından bahsetmek istiyorum. Türkiye'de kuru yemişçilerde, marketlerde, aktarlarda satılan kurutulmuş, capcanlı kırmızı renkli, ekşi meyve yaban mersini değildir. Neden o şekilde lanse edildiğini de anlamış değilim. Bu meyvenin adı cranberry Türkçe'ye kızılcık olarak çevrilmiş, doğru mudur bilemiyorum. Neden cranberrynin blueberry yani gerçek yaban mersini olarak lanse edildiğini gerçekten anlamıyorum çünkü cranberry de gayet yararlı ve lezzetli bir meyve. Bir de neden blueberrynin yani yaban mersininin Türkiye'de fazla bulunamadığını anlamıyorum. Çünkü bildiğin kadarıyla bu meyveler aynı iklim şartlarında yetişiyor. Neyse biz gelelim cevizli kızılcıklı sable kurabiyemizin tarifine.

Önce bir kaba unu ele. Margarini bir tavada erit. Sonra yumurtanın sarısı ile akını ayırarak sarısını ortasını havuz biçiminde açtığın unun ortasına koy. Ceviz hariç diğer bütün malzemeleri de yine aynı şekilde unun içine kat ve yoğur. Un eğer az gelirse ve karışım çok cıvık olursa biraz daha un ekleyin. Kurabiyeleri elinizle yuvarlayın. Yuvarladığınız her bir kurabiyeyi yağladığınız tepsiye dizmeden önce yumurta akına batırın, sonra da iri kıyılmış cevize batırın. 200 derece fırında 30 dk pişirin.


Devamını Oku!

10 Nisan 2010 Cumartesi

Kıraça'da Cumartesi Keyfi

Facebook Twitthis Furl Bu hafta Kayra Şarapları'nın düzenlemiş olduğu Bağdat Caddesi Restoran Haftası'ndan yararlanalım dedik. O yüzden web sitelerine girip anlaşmalı olan restoranların Kayra için hazırlamış oldukları özel menüleri inceledim. En hafif ve en balıklı olan menüyü seçerek kararımızı verdik ve rezervasyonumuzu yaptırdık. Kıraça Balık'a daha önce gitmemiştim ama İskele Sokak'taki bu mekanın hep önünden geçerdik. Çok şirin bir yer ve ilgi alaka harika.


Menümüz; yeşil salata, bir balık ve bir mezeden oluşuyordu. Ayrıca yanında tabiki bir kadeh Kayra şarabı... Balık olarak Levrek seçtik, gerçekten çok iyi bir tercihti. Kömür ateşinde pişmiş olan balık gerçekten çok lezzetliydi. Meze olarak tercihimizi haydari ve deniz börülcesinden yana kullandık. Deniz börülcesi biraz yağın içerisinde yüzüyordu ama yine de çok lezzetliydi, haydariye diyecek yok. Şarabımız Terra Sauvignon Blanc - Sultaniye, bu da harika.
Gidilmeye değer, müdavimi olunabilecek bir mekan. Ayrıca Kayra'ya da tesekkür ediyoruz, bu kadar güzel yemeği yiyip kişi başı 20 TL'ye mekandan çıkmamızı sağladığı için...
Devamını Oku!

8 Nisan 2010 Perşembe

Match'de Hayal Kırıklığı

Facebook Twitthis Furl Mecidiyeköy'deki Match Cafe'ye yıllardır gideriz. Gerçi çok meraklı olduğumuzdan değil de zorunluluktan olur genelde. Ya iş günü akşamları Mecidiyeköy'den herkesin eve dağılması kolay oluyor diye ya da maça gitmeden önce birşeyler atştırmak için... Ama epeydir gitmiyoruz herhalde çünkü hiç hatırladığım gibi değildi. Sadece ben değil masadaki herkes benimle hem fikirdi.


Ben Izgara Biftek yedim. Bu kadar ince bir bifteği içi bu kadar içi kırmızı kalacak şekilde nasıl pişirebilmişler ve yine bu kadar ince bir bifteğin doğranması nasıl bu kadar eziyet haline geldi anlamadım. Üstelik sunumunu da hiç mi hiç beğenmedim.


"Kahraman" arkadaşım, benim görüntüsünden dolayı hiç beğenmediğim ve geri yollayacağım Pepper Steak'i aldı. Üzeri tamamen krema olan bu biftek bana o kadar uzaktı ki. Böyle bir krema sosunu ne duydum ne gördüm! Aslı "güzel güzel" dese de bence ben kendimi suçlu hissetmeyeyim diye böyle söyledi. Gecenin sonunda o da "Bir daha buraya gelmeyelim" diyordu çünkü.

Esra benim gibi bir hamle yaptı ve bence gecenin en güzel yemeği olabilecek olan ama sunumu berbat bir Etli Sarma'yı doğruca geldiği yere geri gönderdi ve yemeğinden hiç bir zaman şikayetçi olmayan Cihan'ın yemeği Kremalı Mantar Soslu Biftek'ten sipariş etti. Bu da bir yemeğin sunumunun neee kadar önemli birşey olduğunu bir kez daha kanıtlar. Üniz ve sevgili Blogdaş'ım da birşeyler yediler işte. Ama herkesi takip etmeye çalışmaktan yoruldum, çünkü kimse memnun değildi halinden. (Cihan'ı saymıyorum, o hep memnun)

Devamını Oku!

Souvlaki Tavuk Şiş

Facebook Twitthis Furl Aslında bu yemek Kanadalı bir bloggerın sayfasında Yunan yemeği olarak geçiyor ama bildiğimiz "Tavuk Şiş" işte... Sadece basit bir sos ile önceden marine ediliyor ve sonuç gerçekten çok güzel oluyor.


Malzemeler
Yarım kilo tavuk (iri kuşbaşılar halinde doğranmış)
1 yemek kaşığı yoğurt
1 yemek yaşığı zeytinyağı
Bir tutam tuz
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı kırmızıbiber ve biraz da karabiber

Tavuk haricindeki diğer malzemeleri karıştırın. Tavukları karışımın içine atın ve iyice karışıma bulayın. Tavukları en az 30 dakika olmak üzere buzdolabında, bu karışımın içinde bekletin. (Tavsiyem 1,5 saat kadar bekletmeniz) Buzdolabından çıkardığınız tavukları teflon tavaya az sıvıyağ koyarak ya da ızgarada iki tarafı da kızarana kadar pişirin.

Devamını Oku!

4 Nisan 2010 Pazar

Annemden Fındıklı Un Kurabiyesi: Nefisss

Facebook Twitthis Furl

Annemin güzel mi güzel "Fındıklı un kurabiyesi"nin üzerine yoktur. Ağzınızda dağılır ve tadına doyamazsınız. Geçen gün yapmıştı, hemen fotoğraflayıp tarifini bana da verdi :)

Malzemeler:
3.5 su bardağı un
Yarım paket margarin
Yarım su bardağından biraz fazla sıvı yağ
3 yemek yaşığı pudra şekeri
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 bardak iri kıyılmış fındık
Üzeri için pudra şekeri

Malzemenin hapsini birden bir kapta iyice yoğurun. Margarini eritmenize gerek yok, katı olarak koyacaksınız! Bütün malzeme iyice özdeşleştikten sonra fındıkları da kat sonra tekrar yoğur. 175 derece fırında hafif sararana kadar pişirin. Kurabiyeleri tabağa aldıktan sonra bir elek yardımıyla üzeri pudra şekeriyle kaplanana kadar pudra şekeri dökün.
Devamını Oku!

3 Nisan 2010 Cumartesi

Deep'te Sohbet Muhabbet

Facebook Twitthis Furl Keyifli bir cuma akşamı sohbeti için Deep favori mekanlarımdan... Çok gürültü ses yok, konuştuğunu anlayabiliyorsun, ne falza ışık ne çok loş... Otur rahat rahat yemeğini ye, sohbetini et, süper. Yemeklere de diyecek yok. Özellikle sebze köftelerine hayranım. Ama bu sefer Deep'de daha önce yemediğim bir yemeği tadayım dedim. Zaten mönüde de yeniymiş.
Taze Kekikli Piliç Ponfile


Taze kekik gerçekten de tavuk etine çok hoş bir aroma katmıştı, yanındaki garnitürlerde tam bana göre... Normalde tabakta elma dilim patates de vardı ama ben istemedim. Ama Deep'te bu sefer her zaman memnun kaldığım kadar, memnun kalkmadım masadan. Ben tavuk derisinden hiç hoşlanmam, tabii bu benim tercihim. Tavuğun derisini ayıklayınca ne kadar kalın ve yemeğin büyük bir kısmını kapladığını gördüm. Belki de her zaman olduğu gibi tavuğun beyaz etli kısmını tercih etmeliydim, ama olsun. Garnitürlerin içinde de fasulyeler epeyce çiğdi, kenarlarındaki kılçıklar neredeyse boğazımı kesiyordu diyebilirim.

Arkadaşım Geylani ise Izgara Köfte sipariş etti. Tıpkı benim tabağım gibi garnitürler ve ek olarak da elma dilim patates vardı. Köftenin tadına tabiki baktım. Köfteleri biraz daha bol baharatlı, belki birazda acılı tercih ederim ama tekrar ediyorum bu benim tercihim, o yüzden köftelere diyecek yok. Geylani, yemeğin sonunda çatlamak üzere olduğu için patatesleri ve son köftenin yarısını yiyemedi.


Yemeğimin yanına da süper bir beyaz şarap olan Sevilen Majestik Sauvignon Blanc & Sultaniye içtim, gerçekten içilesi bir şarap. Bu seferki Deep ziyareti beni yemek açısından pek tatmin etmese de benim için her zaman gidilmeye değer bir mekan burası...

Devamını Oku!